Hayatın sunduğu çeşitli güzellikler ve zorluklar, her bireyin yaşam hikayesini şekillendirir. Ancak bazıları, yaşamın yükünü çok daha az hissederek, sağlıklı ve uzun bir hayat sürebilirler. 102 yaşındaki Kezik Nine, bu örneklerden biri olarak dikkat çekiyor. Hayatı boyunca hiç doktora gitmeyen Kezik Nine, sağlıklı yaşamının sırrını doğal besin tercihlerinde bulmuş durumda. Özgün ve akıcı bir hikaye olarak Kezik Nine'nin yaşamına bir göz atalım.
Kezik Nine, 1921 yılında Türkiye’nin Kuzey Anadolu bölgesinde dünyaya geldi. Ailesinin tarım ile uğraştığı bir köyde büyüyen Kezik Nine, çocukluğundan beri doğal ve organik gıdalarla beslenmeye özen gösterdi. Çoğunlukla kendi bahçelerinde yetiştirilen sebze ve meyvelerle geçirdiği yıllar, onun sağlıklı yaşam tarzının temelini oluşturdu. Beslenme alışkanlıkları, yerel ve mevsimlik ürünlerden oluştuğu için, her zaman doğal ve katkı maddesi içermeyen gıdalarla beslenmeyi başardı.
Kezik Nine, gençliğinde süt ürünlerini, tahılları ve sebzeleri sıkça tüketerek sağlığını korudu. Özellikle yoğurt, onu her zaman besin piramidinin başında yer aldı. Yoğurdun sindirim sistemi üzerindeki olumlu etkilerinin farkında olan Kezik Nine, günlük beslenme düzeninde bu süzme gıdaya özel bir yer ayırdı. Ayrıca, kendi bahçesinden topladığı sebze ve meyvelerin besin değerlerini de asla göz ardı etmedi.
Kezik Nine’nin sağlıklı yaşamının bir diğer önemli unsuru da aktarılan miras: Doğal beslenme. Geleneksel gıdaların sağlık üzerindeki etkileri, günümüzde popüler bir konu haline geldi. Ancak Kezik Nine, bunu yaşamının merkezine koymuş. Özellikle düzenli olarak tükettiği zeytinyağı, taze sebzeler, meyveler ve ev yapımı turşular, bağışıklık sistemini güçlendirirken, yaşlılığa bağlı hastalıklara karşı da koruyucu bir kalkan oluşturdu.
Yılda bir ila iki kez, bölgedeki doğal besinler için sıra dışı bir hasat yaparak, kışın da sağlıklı bir şekilde beslenme fırsatı buldu. Kendi kurutma işlemlerini gerçekleştirdiği sebze ve meyveler, kışın beslenme düzeninin vazgeçilmez parçalarından biri oldu. Kendi yetiştirdiği ürünlerin besin değerleri açısından zengin oluşunun yanı sıra, doğanın sunduğu fırsatları değerlendirerek, sağlığını korumayı başardı.
Yıllar geçtikçe yaşam tarzında hiçbir radikal değişiklik yapmadığını belirten Kezik Nine, hayatta kalma iradesini en iyi şekilde kullanarak, her zaman sevdiği tarifleri uygulamaya devam etti. Gastronomi dünyasının değişiklikleri onu etkilemedi. Aksine, yüzyıllardır süregelen geleneksel tarifleri yaşatarak, gelecek nesillere de bu bilinçli yaşam tarzını aktarmayı hedefliyor.
Kezik Nine’nin hikayesi, yalnızca bir bireyin sağlıklı yaşamını değil, aynı zamanda toplumsal geleneklerin ve kültürel mirasın da önemini gözler önüne seriyor. Onun gibi bireyler, geleneksel beslenmenin sadece sağlıklı yaşam açısından değil, aynı zamanda manevi bir zenginlik sunduğunu da gösteriyor.
Sonuç olarak, 102 yaşındaki Kezik Nine’nin sağlıklı yaşam sırrı, aslında basit bir felsefeye dayanıyor: Doğal ve katkı maddesi içermeyen gıdalarla beslenmek. Besin tercihleri, organik ve yerel ürünlerden yana olduğu için vücudu dış etmenlerden korunmuş durumda. Bu hikaye, bize sağlıklı yaşamın arkasında yatan faktörlerin sadece genetik değil, aynı zamanda alışkanlıklarla da şekillendiğini hatırlatıyor. Kezik Nine’nin hayatından öğrenebileceğimiz en önemli dersler, yaşamı basit tutmak, doğayıyla bütünleşmek ve sağlığın anahtarı olarak geleneksel beslenmeyi benimsemek üzerinedir.