ABD, son yıllarda göçmen politikalarını ve bu politikaların finansmanını yeniden gözden geçirirken, 2024 yılı için onaylanan yeni bütçe, dikkat çekici bir ters köşe ile karşımıza çıkıyor. Bu yeni göçmen bütçesi, özellikle sınır güvenliği için ayrılan bütçenin önüne geçerek, ordular için ayrılan fonları geride bırakmış durumda. Bu durum, hem siyasetteki güç dengelerini hem de kamuoyundaki tartışmaları hareketlendiriyor. Peki, bu yeni bütçe neleri kapsıyor ve neden bu kadar önemli?
Yeni göçmen bütçesi, ABD’nin sınır güvenliğine odaklanan bütün önerileri kapsıyor. Bu bütçenin en önemli bileşenlerinden biri, sınırda yaşanan göçmen akınını kontrol altına almak amacıyla artan harcamalar. Bu yıl için belirlenen bütçe, önceki yıllara göre göçmen krizinin getirdiği zorlukları daha iyi ele almayı hedefliyor. Özellikle, Meksika sınırında yaşanan yoğun göç akınına cevap vermek için yeni bir yaklaşım sergileyen Biden yönetimi, bu harcamalarla birlikte sınır güvenliğini sağlamayı ve göçmenlerin yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlıyor.
Sınır güvenliği için ayrılan yeni bütçe, birçok sosyal programın yanı sıra, göçmenlerin topluma entegrasyonunu desteklemek için gerekli olan kaynakları da içeriyor. Göçmenlerin sosyal hizmetlerden faydalanması, dil eğitimi ve mesleki eğitim gibi konular, bu bütçenin önemli parçaları arasında yer alıyor. Ayrıca, bütçede azınlık haklarına verilen önem ve göçmen karşıtı politikalarla mücadele de öne çıkıyor. Yani, bu sadece bir sınır güvenliği bütçesi değil, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik sağlayan bir program niteliği taşıyor.
ABD'nin yeni göçmen bütçesi, açıkladığı rakamlarla ülkenin askerî harcamalarını hesaba katmadan önce büyük bir tartışma konusu oldu. 2024 yılı için yabancı ülkelere yapılacak askerî yardımlar, önceki yıla kıyasla belirgin bir düşüş gösterdi. Özellikle, bazı askeri operasyonlar için ayrılan bütçe, göçmen harcamaları göz önüne alındığında oldukça düşük kalmış durumda. Bu durum, kamuoyunda, 'güvenliğin sağlanması konusunda önceliklerin değişmesi' şeklinde yorumlanıyor. İnsan hayatının korunması ve göçmenlerin hakları ön plana çıkarken, dış güvenlik ve askerî harcamalar geri plana itilmiş gibi görünüyor.
Bununla birlikte, bazı politikacılar, bu bütçenin tasarımının gereksiz olduğunu ve zorunlu olarak askerî harCamaların artırılması gerektiğini savunuyor. Ancak diğer yandan, Biden yönetimi, yeni bütçe ile birlikte göçmen politikalarının yanı sıra sosyal hizmetlere de yatırım yapılmasının gerekliliğini vurguluyor. Bu bariz çelişkili durum, önümüzdeki seçim sürecinde özellikle öne çıkacak gibi görünüyor. ABD halkının her iki konuda da nasıl bir tutum sergileyeceği ve 2024 seçimlerinde bu durumun nasıl yankı bulacağı merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, ABD’nin yeni göçmen bütçesi, yalnızca sınır güvenliği ve göçmen hakları konularında bir değişim değil, aynı zamanda ülkenin genel güvenlik politikalarındaki bir yeniden yapılanma işareti olarak değerlendirilmekte. Bu noktada, bilinmesi gereken en önemli şey ise göçmenlerin topluma entegrasyonu ve sosyal hizmetlerden faydalanması gibi konuların, önümüzdeki yıllarda daha fazla tartışılacağı. Göçmen politikasının varacağı nokta, ülkenin geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. ABD’nin yeni bütçesi ile birlikte, göçmen konusundaki belirsizliklerin ne ölçüde azalacağı ise şimdilik belirsizliğini koruyor.