Antalya’da 45 dakikalık dolu yağışı, tabiri caizse kenti yerle bir etti. Özellikle sonbahar mevsiminde ani hava değişimlerine sahne olan bu güzide şehir, bu kez de etkileyici bir doğa olayı ile sarsıldı. Vatandaşlar, aniden bastıran dolunun ardından yaşanan zorlukları ve acı hatıralarını gözyaşlarıyla anlattılar. Dolu yağışı pek çok evin camlarını kırarken, otomobillerin üzeri ise beyaz bir örtü ile kaplandı. Antalya’nın farklı bölgelerinde yaşanan bu olay, hem ekonomiyi hem de bireylerin psikolojisini derinden etkiledi.
Antalya'nın gözde tatil beldelerinde, yaz aylarının ardından sonbahar mevsiminde de yoğun yağışlar bekleniyor. Ancak bu seferki dolu, yerel halkın günlük yaşamını altüst edecek kadar şiddetli gerçekleşti. Göz alıcı mavisi ile ünlü Antalya gökyüzü, bir anda karamsar bir griye büründü. Yerel meteoroloji, bu beklenmedik dolu yağışı için herhangi bir uyarı yapmamıştı. Dolunun aniden bastırması, vatandaşları hazırlıksız yakaladı.
Dolu yağışı sırasında, birçok kişi evlerinde, iş yerlerinde ya da sokakta, durumu anlamaya çalışırken, 45 dakikada her şeyin nasıl tersine döndüğünü gözlemledi. Özellikle tarım arazilerine ve tarım ürünlerine büyük zarar veren bu doğal afet, çiftçilerin sezon sonu gelirlerini de tehdit ediyor. Dolu, yeni hasat edilen narenciye ağaçlarının yanı sıra, sebze ve meyve bahçelerine de büyük zararlar verdi. Çiftçiler, bu olayin ardından yaşadıkları kayıpları gözyaşları içinde dile getirdiler.
“Her şey bir anda oldu” diyen çiftçi Ayşe Yılmaz, dolu yağdığında üzerindeki eşyaların ve bahçesinin nasıl yok olduğunu hatırlarken gözyaşları döktü. “Evde oturuyordum, aniden dışarıda korkunç bir gürültü başladı. Hemen camları kapattık ama dışarıda olanları görebildim. Dolu, ağaçlarımızı yerle bir etti. Yazdan beri emek verdiğim ürünlerim belki de birkaç saat içerisinde tamamen gitti." diyerek yaşadığı üzüntüyü aktardı. Çiftçiler, dolunun kendileri için sadece maddi kayıptan ibaret olmadığını, yıllarca emek verdikleri ağaçların ve ürünlerin bir anda yok olduğunu dile getiriyorlar.
Yaşanan bu felaket sadece çiftçileri değil, aynı zamanda şehirdeki bütün vatandaşları da etkiledi. Otomobilleri büyük çapta hasar gören birçok kişi, zor günlerle karşı karşıya kaldı. “Arabamı park ettim, beş dakika içinde bu hale geldi. Aniden bastıran dolu, benim için bir gecede yüzlerce lira zarar demek." diyen Fatma Hanım, yaşadığı hayal kırıklığını dile getirirken gözyaşlarını tutamadı.
Hava durumu uzmanları, bu tür hava olaylarının iklim değişikliği ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. Antalya'nın iklimi, son yıllarda daha fazla anomali göstermeye başladı. Öngörülemeyen hava olaylarının artması, hem bireylerin hem de toplumun iklim ile ilgili bilinçlenmesine yol açtı. Bilinçlenme süreci, çiftçi ile tüketicinin arasındaki ilişkiyi bir nebze olsun güçlendirmeyi hedeflese de, dolunun aniden bastırması gibi durumlar hayal kırıklıklarına yol açabiliyor.
Dolu felaketi sonrası yetkililer, hasar tespiti çalışmalarına başlarken, birçok insan yardıma muhtaç duruma düştü. Şehirdeki sivil toplum kuruluşları, yardımlaşmanın önemine vurgu yaparak, ihtiyaç sahiplerine destek vermek için harekete geçtiler. Hayırsever vatandaşlar, toplanan yardımlar ile doludan etkilenen ailelerin yaralarının sarılmasına yardımcı olma amacıyla seferber oldular.
Ayrıca, bu tür doğal afetlere hazırlanmak için devletin daha etkili önlemler alması gerektiği düşünülüyor. Hızla gelişen iklim değişikliği sorunlarına karşı bilinçli adımlar atılmadığı takdirde, Antalya gibi bir turizm merkezi ve tarım kenti, ilerleyen yıllarda benzer felaketlerle sıkça karşılaşabilir. Bu felaketlerin sona ermesi için yerel hükümetin alması gereken yenilikçi önlemler ve tarım destekleme politikaları üzerine tartışmalar hız kazandı.
Sonuç olarak, Antalya’daki kısa süreli dolu felaketi, sadece şehirde yaşayanları değil, tüm ülkeyi derinden etkileyen bir olay oldu. Ülke genelinde bu tür doğal olaylara karşı daha hazırlıklı olmanın önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Sosyal medya platformlarında yaşanan bu felaket ile ilgili paylaşımlar, hem empati duygusunu artırdı hem de dayanışma ruhunun güçlenmesine katkıda bulundu. Yıllarca sabırla büyüttükleri ağaçların bir anda yok olduğu çiftçilerinin dramı ise, bu tür olayların etkisinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. İlerleyen dönemde Antalya, böyle felaketlerin yaşanmaması için bilinçlenmeye ve dayanışma kültürünü pekiştirmeye devam edecektir.