Antalya, geçtiğimiz günlerde yaşanan yoğun dolu yağışıyla büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı. Sadece 45 dakika içinde şehri etkisi altına alan dolu, birçok kişinin hayatını alt üst etti. Binaların damlarını delip geçen dolu tanecikleri, araçları vurdu, bahçelerdeki sebze ve meyve ağaçlarını yok etti. Sel baskınları ve maddi kayıpların yanında, dolunun getirdiği psikolojik etki de oldukça derin oldu. Felaketin ardından yaşananlar, mağdurların gözyaşlarıyla dolu hikayeleriyle gündeme geldi. İşte Antalya'daki o korkunç dolu yağışının ardından yaşanan dram.
Antalya’da yaşanan dolu felaketi, 14 Ekim 2023 tarihinde aniden bastıran yağmurla birlikte başladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, düşük sıcaklık ve yüksek nem nedeniyle fırtına beklentisi olduğunu bildirmişti, ancak bu kadar kısa süre içinde bu denli büyük bir dolu yağışı kimse tarafından öngörülememişti. Dolu yağışı saat 15:00 sularında başladı ve sadece 45 dakikada şehrin birçok bölgesini vurdu. Bu süre zarfında, Antalya'nın merkezinden Alanya'ya kadar geniş bir alanda hasar meydana geldi. Dolu taneciklerinin boyutu bazen golf topu büyüklüğüne ulaşırken, yerler bembeyaz bir örtüyle kaplandı.
Birçok vatandaş, evlerinin camlarının kırıldığını, araçlarının ise adeta birer demir yığını haline geldiğini belirtti. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, dolunun çatıları delip geçtiği ve araçların üstünde yoğun bir şekilde birikerek hasara sebep olduğu görüldü. Özellikle tarım arazileri büyük zarar gördü; sebzeler, meyveler ve tahıllar yok oldu. Dolu felaketinin ardından ziraat mühendisleri, hasarın boyutlarını değerlendirmek için bölgeye sevk edildi.
Felaketin hemen ardından, mağdurlar yaşadıkları kayıpları gözyaşlarıyla paylaştı. Birçok insan, evlerinin çatılarının çökmesi ve arabalarının tamir edilemez halde olması nedeniyle zor günler yaşadıklarını aktardı. Fatma Yıldız, 65 yaşında bir emekli öğretmen, dolu yağışından sonra bahçesindeki tüm sebzelerin yok olduğunu anlatarak gözyaşlarına boğuldu. "Bir yıl boyunca büyüttüğüm domates ve biberlerim tek bir anda yok oldu. Hayallerim suya gitti," diye konuştu. Bunun yanı sıra, birçok aile geçim kaynaklarını kaybetmenin derin acısını yaşıyor.
Yetkililer, vatandaşların yaşadığı bu zor günlerde yalnız olmadığını belirterek, insani yardım çalışmalarına derhal başladı. Antalya Valiliği, bölgedeki zararın tespit edilmesi ve mağdurlara gereken desteğin sağlanması için teamüller oluşturdu. Belediyeler, felaket sonrası maddi ve manevi destek için adeta seferber oldu. Gıda yardım paketleri, barınma olanakları ve psikolojik destek hizmetleri sunulmaya başlandı. Ülke genelinden de birçok hayır kurumu, bölgeye yardım malzemeleri göndermek için harekete geçti.
Bu felaket, sadece Antalya'nın değil, tüm Türkiye'nin dayanışma içinde birleşmesine de vesile oldu. Sosyal medya platformları üzerinden başlatılan yardım kampanyaları, birçok kişiyi bir araya getirdi. İnsanlar, kaybettikleri şeylerin acısını bir nebze olsun hafifletmek amacıyla destek verebilmek için kolları sıvadı. Doludan etkilenen ailelerin sosyal medya hesaplarında yardım çağrılarına yanıt verenler, hem maddi hem de manevi destek sunarak yaşanan acıyı paylaşmak için bir araya geldiler.
Sonuç olarak, Antalya'daki dolu felaketi, herkesi derinden etkileyen bir olay olarak tarihe geçti. Mağdurların yaşadığı kayıplar bir yana, bu felaketin ardından gösterilen dayanışma ve yardımlaşma ruhu, toplumun ne kadar güçlü bir bağa sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Antalya'da yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları, mağdurların yaralarını sarmak için çalışmalarını sürdürürken, yaşanan bu üzücü olayın açık yara olarak kalmaması için hassasiyetle halkın yanında olmaya devam ediyor.