Hakkari'de bir genç kadının yılan korkusu nedeniyle yaşadığı trajik olaylar zinciri, yerel halk arasında büyük bir infiale neden oldu. Geçtiğimiz günlerde yaşanan olayda, 28 yaşındaki Fatma Y., yılanlarla ilgili derin bir fobiye sahip olduğu için, günlük yaşamında büyük zorluklar çektiğini belirtti. Kiminin hayalini bile kuramadığı bir korku, onun için her gün adeta bir kabusa dönüşmüş durumda. Birçok insan yılanları doğal ortamında görmekten korkarken, Fatma'nın durumu çok daha ileri boyutlarda. Fatma, yılan korkusu nedeniyle üç kez düşük yaparak, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal anlamda da büyük bir travma yaşadı.
Fatma, yılan korkusunun kendisine nasıl etki ettiğini şöyle ifade ediyor: "Özellikle yılanların göründüğü dönemde dışarı çıkmaktan, parka gitmekten bile korkuyorum. Her an karşımda bir yılan olacakmış hissine kapılıyorum." Bu psikolojik durumu, doktorlar tarafından da doğrulanıyor. Yılan fobisi (ofidofobi) olarak bilinen bu durum, kişilerin günlük yaşamında ciddi kısıtlamalara yol açabiliyor. Fatma'nın yaşadığı korku, ilk düşük yapmasına yol açtığında, doktorları ve ailesiyle birlikte durumu değerlendirdiler. Ancak korkularının üstesinden geleceğine dair öz güveni sıfır düzeydeydi.
Üçüncü düşük olayında, kendisini iyice kötü hissettiği dönemlerde, ailenin yanı sıra uzman engin bir yardımlaşma sürecine girmesi gerektiği belirtildi. Psikolojik destek alması gerektiği düşünülürken, Hakkari'de gerekli ruh ve beden terapilerinin yetersiz olduğu da belirtildi. Bunun yanı sıra, yaşananların Fatma üzerinde yarattığı etki nedeniyle, çevresindeki insanların da olumsuz etkilenmeye başladığı kaydedildi.
Fatma'nın yaşadığı durum sadece kişisel bir fobi değil, aslen toplumsal bir mesele. Hakkari bölgesinde, doğal yaşam ve çevre koşulları nedeniyle yılanlarla karşılaşma olasılığı yüksek. Ancak bu tür durumlarla başa çıkma konusunda dikkatli olmak, uzman kişilerden destek almak oldukça önemli. Yılan korkusu birçok bireyde benzer travmalara neden olabilirken, psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaşması, bu tür sorunlarla başa çıkmada hayati rol oynamaktadır.
Bu olay, Hakkari'deki diğer bireylerin de benzer durumlarla başa çıkabilme kabiliyetini sorgulatarak, farkındalık yaratmayı hedefliyor. Yılan korkusunun nüfus üzerinde yaratabileceği olası psikolojik etkilerin belirlenmesi, eğitim programlarının düzenlenmesi ve profesyonel destek hizmetlerinin artırılması öneriliyor. Ayrıca toplumsal farkındalığı artıracak kampanyalar düzenlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Yılan ya da diğer doğal yaşam unsurlarıyla ilgili korkular, yanlış yönlendirme veya yetersiz bilgi nedeniyle büyüyen bir sorun haline gelebilir. Bu nedenle bireylerin bilinçlenmesi ve profesyonel destek alması önerilmektedir.
Fatma'nın hikayesi, yalnızca bir korkunun ilerlemesi değil, aynı zamanda bir insanın sağlığı, psikolojik durumu ve sosyal yaşantısındaki önemli bir çıkmaz olarak öne çıkıyor. Yıllarca süren bir fobinin üstesinden gelebilmek için sabır ve zaman gerekiyor. Hakkari'nin yılan korkusunun ötesinde, insanların duygu ve düşüncelerine saygı göstermek, empati oluşturmak gerekmektedir.
Sonuç olarak, bu tür durumlarla mücadele eden bireylere karşı duyarlı olunması, toplum olarak üzerimize düşen bir görev. Fatma'nın yanı sıra pek çok genç kadın, benzer travmalar yaşayabilir; dolayısıyla farkındalık ve destek süreçleri, bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirecektir. Şu anda Fatma'nın destek bulabileceği her belge, her cümle, iyileşme sürecinde atılan önemli bir adım.