Orta Doğu’daki jeopolitik gerginlikler giderek artarken, İsrail Hava Kuvvetleri’nin Suriye’ye yönelik yeni saldırı planlarını başlatma onayını aldığı yönündeki açıklamalar dünya genelinde büyük yankı uyandırdı. İsrail Genelkurmay Başkanı'nın bu stratejik hamlesi, uzun süredir devam eden Suriye iç savaşının yanı sıra, bölgedeki diğer aktörlerin de dikkatini çekmiş durumda. Peki, bu saldırının arka planında ne var? Hangi nedenler bu noktaya gelinmesine sebep oldu? Ve uluslararası toplumdan bu konudaki tepkiler neler olacak?
İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri müdahaleleri, iki ülke arasındaki tarihi düşmanlığın yanı sıra, bölgedeki İran etkisi ve Lübnan'daki Hizbullah varlığı ile de doğrudan ilişkilidir. İran, Suriye hükümetinin en büyük destekçilerinden biri durumunda ve bu durum, İsrail için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Son yıllarda, İsrail ordusu Suriye topraklarında İran destekli gruplara, özellikle de Hizbullah’a karşı birçok hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırıların amacı, bölgedeki İran varlığını zayıflatmak ve İsrail’in güvenliğini artırmaktır. Genelkurmay Başkanı'nın onayı, bu politikayı daha da derinleştiriyor. Hem İslam Devrim Muhafızları'nın varlığı hem de Suriye içerisindeki silahlı grupların etkinliği, İsrail için kabul edilemez tehditler olarak değerlendiriliyor.
İsrail'in Suriye’ye yönelik planlarını hayata geçirmesi, yalnızca bölgedeki dengeleri değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de etkileyebilir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, bu tür askeri hamlelerin uluslararası hukuku ihlal edebileceği endişesini taşıyor. Suriye hükümeti, herhangi bir saldırıyı sert bir dille kınamakta ve karşılık verme taahhüdünde bulunmaktadır. Bu tür bir çatışmanın patlak vermesi hem bölgesel istikrarsızlığı artırabilir hem de uluslararası alanda yeni bir krize neden olabilir. Ayrıca, İran’ın bu süreçte nasıl bir yanıt vereceği de büyük önem taşıyor. İslam Cumhuriyeti'nin desteklediği militan grupların saldırılara misilleme yapma ihtimali, bölgedeki denklemleri tamamen değiştirebilir.
Sonuç olarak, İsrail Genelkurmay Başkanı'nın Suriye’ye yönelik saldırı planlarını onaylaması, bölgedeki gerginliğin daha da artabileceğine işaret ediyor. Uluslararası toplumun, bu gelişmelere nasıl yanıt vereceği ve tarafların gelecek süreçte nasıl bir yol haritası çizeceği, dünya gündeminde önemli bir yer tutacak. Hem diplomatik müzakerelerin hem de askeri hareketliliğin artacağı bu dönemde, bölgedeki gelişmeleri dikkatle izlemek gerekiyor.