Kartalkaya, kış turizminin gözde merkezlerinden biri olarak bilinirken, burada bir aile trajedisi yaşandı. Geçtiğimiz aylarda meydana gelen bir trafik kazasında ailesini kaybeden Doğan, yaşadığı acıyı ve sonrasında karşılaştığı zorlukları kamuoyuna duyurdu. Kazadan sonraki süreçte çeşitli hukuki mücadelelere giren Doğan, aynı acıyı başka ailelerin yaşamasını istemiyor. Bu nedenle, davanın seyrine dair emsal bir karar çıkarılmasını talep ediyor. Doğan'ın hikayesi, sadece bireysel bir acı değil, aynı zamanda toplumsal bir meseleyi de gözler önüne seriyor.
Doğan, 30 yaşında genç bir birey olarak Kartalkaya'da tatil için gittiği sırada, hep beraber bulunduğu ailesi ile geçirdiği anları yitirdi. Kaza, yerel saatle akşam saatlerinde meydana geldi. Doğan’ın annesi, babası ve kardeşi olay yerinde hayatını kaybederek, Doğan’ı derin bir yas içinde bıraktı. Kazanın meydana geldiği noktada yolun kaygan olması ve tırmanma sırasında yaşanan kaymalar nedeniyle birçok soru işareti belirdi. Doğan, bu süreçte yalnızca acısını değil aynı zamanda hukukun kendisine nasıl destek olacağı konusunda yaşadığı belirsizlikle de yüzleşmek zorunda kaldı. Bu yüzden emsal bir karar talep etmesi, sadece kendisinin değil, gelecekte benzer trajedilerle yüzleşecek diğer bireylerin de hukukla korunmasının önemini vurguluyor.
Doğan, kazanın ardından hemen hukuki süreci başlattı. İlk adım olarak, kazanın yaşandığı yerin bakım eksiklikleri nedeniyle büyük bir güvenlik zafiyeti oluşturduğunu belgelerle ortaya koydu. Olayın ardından yetkililere başvuruda bulunan Doğan, kaza sonrası gerekli önlemlerin alınmadığını düşündüğünü ve bu yüzden daha fazla kaybın yaşanmaması adına adım atılması gerektiğini ifade etti. Doğan, yalnızca kendi davasının değil, aynı zamanda hayatı yitirenlerinin geride bıraktığı ailelerin de mağduriyetinin giderilmesi için emsal yaratacak bir kararın ortaya çıkmasını istiyor. Toplumun güvenliği için bu tür kazaların önlenmesi gerektiğinin altını çizen Doğan, yargı sürecinin titizlikle ilerlemesi gerektiğini vurguladı.
Yaşadığı kaybın ardından Doğan, sosyal medya aracılığıyla da acısını ve taleplerini duyurmayı hedefledi. Yüzlerce insanın desteğini arkasında bulan Doğan, çeşitli kampanyalar başlattı ve bu sorunun sadece bireysel bir acıdan öte toplumsal bir mesele olduğunu vurguladı. Türk hukuk sisteminin bu tip davalarda daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini düşünen Doğan, yaşanan benzer olayların başkalarının başına gelmemesi için toplumun bilinçlenmesinin şart olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak, Kartalkaya’da yaşanan bu trajik olay, sadece Doğan’ı değil, tüm toplumu derinden etkileyen bir kayıp oldu. Doğan'ın, hukukun adaletli bir biçimde işlemesi ve gelecekteki mağduriyetlerin önlenmesi için yürüttüğü gayret, birçok insanın dikkatini çekti. İlerleyen süreçte, Doğan’ın davasının nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor. Ancak Doğan'ın bu mücadele ile aslında verdiği mesaj oldukça açık: Toplum olarak, birbirimize sahip çıkmak ve haklarımızı korumak adına birlikte hareket etmeliyiz.
Bu trajedi, Kartalkaya gibi bir turistik alanda bile başımıza gelebilecek bir durum olduğundan, tüm otoritelerin bu konuya dikkate alması ve gereken tedbirlerin ivedilikle alınması gerekmektedir. Doğan’ın emsal karar ihtiyacı, tüm Türkiye’deki ailelerin gözündeki korkunun ve kaygının da bir yansımasıdır ve bu tür kazaların bir daha yaşanmaması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması gerektiği konusunda önemli bir hatırlatmadır.