Kartalkaya, son yılların en dikkat çekici kış turizm merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir trajedi ile gündeme geldi. Bu kış sezonunun başlangıcında, kar yağışı ve kış sporları için gelen yoğun ilgi, birçok tatilciyi bölgeye çekmişti. Ancak, bu güzel ortamda yaşanan bir aile trajedisi, turizm merkezinin karanlık yüzünü bir kez daha ortaya çıkardı. Ailesini kaybeden Doğan, yaşadığı acıyı ve kayıplarına ilişkin adalet talebini dile getirdi. "Emsal karar çıkmalı" diyerek, kendisi gibi birçok kişinin yaşadığı mağduriyetin giderilmesi için bir çağrıda bulundu.
Kartalkaya'da yaşanan trajedi, aslında uzun süredir süregelen bir güvenlik sorununun sonuçlarından biri olarak değerlendiriliyor. Yaşanan olay, yalnızca bir kaza değil, aynı zamanda gereken önlemlerin alınmaması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen bir faciaydı. Hava koşullarının beklenenden daha sertleşmesi ile birlikte, daha önce yapılmış olan uyarıları dikkate almayan birkaç misafir, kendilerine ayrılan alanların dışında hareket etti. Bu sırada meydana gelen düşme ve kayma olayları sonucu, maalesef Doğan’ın ailesi içinde bir kısmı ciddi şekilde yaralandı. İlk müdahale sonrası hastaneye kaldırılan aile üyeleri, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Doğan, bu yaşananların önlenmesi için geliştirilecek emsal kararların, yalnızca kendi ailesi için değil, benzer şekilde mağdur olan diğer aileler için de önemli olduğunu vurguladı.
Duygusal bir çığlıkla başlayan konuşmasında, Dragan, acısını aktarırken adaletin önemini vurguladı. "Bir daha yaşanmaması adına bir şeyler yapılmalı" diyen Doğan, kayıplarının sadece kendisi için değil, tüm tatilciler için göz önünde bulundurulması gereken bir olay olduğunu ifade etti. Sadece maddi kayıplar değil, aynı zamanda yaşanan duygusal travmanın da dikkate alınması gerektiğini belirten Doğan, "Bu olay, bir daha yaşanmasın diye gerekli önlemler bir an önce alınmalı. Kuralların uygulanması ve daha güvenli bir turizm anlayışı oluşturulması şart. Eğer bizim başımıza gelenler başka ailelerin de başına gelirse, bunun sorumluluğu kimde olacak?" dedi. Doğan'ın çağrısı, yerel ve ulusal basın organlarında büyük yankı buldu. Birçok insan, bu tür olayların önüne geçilmesi için gereken adımların atılmasını bekliyor. Ayrıca, Kamuoyunda bu konuyla ilgili bilinçlenmeye yönelik bir farkındalık da oluştu. İnsanların, güvenli bir şekilde tatil yapabilmelerinin gerekliliği üzerine yapılan tartışmalar, tatil bölgelerinin yönetim biçimlerini sorgularken, aynı zamanda tatilcilerin ne kadar güvenli bir ortamda olduğunu da sorguladı. Adalet talebinin yanı sıra ailelerin güvenliğinin sağlanmasına dair yapılacak öneriler ve yasal önlemler de gündeme geldi. Doğan, yetkililere seslenirken, “Eğer bir şey yapılmazsa, bu tür kayıpların yaşanması kaçınılmaz. Bizim hikayemiz tek değil, birçok ailenin benzer durumlarda yaşadığı zorlukları biliyorum. Sessiz kalınmamalı ve harekete geçilmelidir,” dedi. Bu trajedi ardından başka ailelerin başına gelebilecek olan talihsiz olayların önlenmesi için seslerinin yükselmesi, hem tatil bölgelerinde hem de genel kamu güvenliği açısından önemli bir konu haline geldi.
Yaşanan trajedi sonrasında tatil bölgelerinde güvenlik önlemlerinin artırılmasına dair bir dizi öneri gündeme geldi. Bu öneriler, sadece tatilcilerin değil, aynı zamanda bölgedeki işletmelerin de yararına olacak şekilde oluşturulmalı. Yerel yönetimlerin, gerekirse yeni düzenlemeler yaparak, kış turizm merkezlerindeki güvenliğin artırılması için acil eylem planları oluşturması bekleniyor. Ayrıca, bu tür olayların önüne geçilmesi adına, eğitici seminerler ve bilgilendirme çalışmaları da yapılabilir. Turizm sezonunun yoğun olduğu bu dönemde, sadece doğanın sunduğu güzelliklerden değil, aynı zamanda güvenlikten de faydalanmanın önemi daha da belirgin hale geliyor. Son olarak, Doğan’ın yaşadığı acı ve beraberinde getirdiği adalet talebi, daha geniş bir perspektifin sağlanması ve benzer trajedilerin tekrarlanmaması adına hala büyük bir yük taşıyor. Bu bağlamda, Kartalkaya gibi önemli kış destinasyonlarında her bireyin güvenli bir tatil geçirebilmesi için son derece önemli adımların atılması gerekmektedir. Doğan’ın sesi, yalnızca bir bireyin acısı olarak değil, aynı zamanda tüm kış turizmi sektörünün geleceği için de bir uyanış çağrısı olmalıdır. Doğan'ın talebine kulak vermek, sadece adalet için değil, aynı zamanda herkesin güvenli bir tatil anlayışını yaşaması için bir fırsat oluşturabilir.