Tarihi Yunan Köprüsü, yüzyıllar boyunca insanların özgürce geçtiği, tarihe tanıklık eden bir yapı olarak İstanbulluların kalbinde yer edinmiş olsa da, son zamanlarda karanlık bir güvenlik sorunu ile gündeme gelmektedir. Bu tarihî köprü, maalesef uyuşturucu bağımlılarının sığınak haline gelmesiyle, geçmişteki görkemi ve estetiğinden uzaklaşan bir görüntü sergilemektedir. Yerel halk ve turistik ziyaretçiler, bu durumun bölgede yarattığı tahribatı gözlemlemekte ve bu anlamda ürkütücü bir tabloyla karşı karşıya kalmaktadır.
Yunan Köprüsü, Osmanlı döneminin mimari harikalarından biri olarak kabul edilmekte ve İstanbul’un çeşitli noktalarına bağlantı sağlamaktadır. Yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, 19. yüzyılın ortalarında inşa edildiği düşünülmektedir. Asırlardır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu yapı, sadece geçiş noktası değil, aynı zamanda sosyal yaşamın da önemli bir parçası olmuştur. Etrafındaki kafe ve restoranlar, köprünün üzerinde yürüyüş yapan insanlarla dolup taşar, canlı bir atmosfer yaratırdı. Ancak günümüzde bu atmosferin yerini, kaygı dolu bir sessizlik ve tehlikeli bir ortam almış durumda.
Yine de son dönemde yaşananlar, köprünün tarihini gölgede bırakmış durumda. Uyuşturucu bağımlılığı, İstanbul’un birçok bölgesinde olduğu gibi Yunan Köprüsü çevresinde de ciddi bir sorun haline gelmiştir. Geçtiğimiz aylarda yapılan araştırmalar, köprünün altında ve çevresinde uyuşturucu kullanan insanların sayısının hızlı bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu durum, hem güvenlik sorunlarını beraberinde getirmekte hem de bölgedeki sosyal yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. Yerel halk, sabah işe giderken ya da akşam yürüyüşe çıkarken, uyuşturucu bağımlılarıyla karşılaşma korkusunu taşımaktadır. Turistlerin de benzer bir kaygıyla gelmesi, bu durumun bölgede yarattığı travmanın bir başka boyutunu gözler önüne sermektedir.
Yerli otoritelerin konuyu ele alması ve köprüyü eski görkemine kavuşturması için atması gereken adımlar, sürekli gündemde kalmaya devam ediyor. Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, Yunan Köprüsü'nün yalnızca tarihî bir eser olmanın ötesine geçmesi ve bir sosyal sorun alanına dönüşmesi kaçınılmaz görünüyor. Uzmanlar, bu durumun farkındalığını artırmak adına yerel halkı, sivil toplum kuruluşlarını ve ilgili devlet kurumlarını ortak bir platformda toplantı yapmaya davet ediyor. Bilincin artırılması ve tedavi yollarının yaratılması için toplumda bir farkındalık oluşturmak, uyuşturucunun yarattığı yıkımla mücadelede kritik bir öneme sahip.Sonuç olarak, Yunan Köprüsü'nde yaşanan bu olumsuz durum yalnızca bir yapı için değil, aynı zamanda bir toplumun sosyal yapısı ve değerleri için de tehdit oluşturmakta. Geçmişteki oldukça canlı atmosferine geri dönmesi için derhal harekete geçmek gerekmekte. Tüm bu sorunların üstesinden gelinmediği takdirde, köprü, tarihin karanlık sayfalarında kaybolacak gibi görünmektedir.