Trabzon'un çeşitli ilçelerinde etkili olan şiddetli yağışlar, gece saatlerinde sel felaketine yol açarak hayatı olumsuz etkiledi. Yüksek kesimlerden gelen sel suları, birçok evin içine girdi, yolları kapladı ve tarım alanlarına ciddi zararlar verdi. Felaketin ardından yapılan ilk değerlendirmelere göre, en az bir kişi kayboldu. Kayıp kişinin bulunması için arama kurtarma ekipleri seferber oldu. Trabzon'un doğal güzellikleri ile bilinen alanları, bir anda bu felaketle çamura dönüşerek kentsel hayatı altüst etti.
Sel felaketi, özellikle Of, Sürmene ve Arsin ilçelerinde yoğun şekilde hissedildi. Yağmurların etkisiyle yükselen dereler, çevresindeki yerleşim alanlarına yerleşerek büyük hasara neden oldu. Birçok mahallede evler su altında kalırken, araçlar da sel sularında sürüklendi. Yerel yönetimler ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), olayın hemen ardından bölgeye müdahalede bulunarak, kurtarma çalışmalarını başlattı. Sel sonrası yaşanan yıkımın boyutları, ekiplerin yaptığı incelemelerle gün yüzüne çıkmaya başladı.
Sel felaketinde kaybolan kişi için başlatılan arama kurtarma çalışmaları, ekiplerin titizlikle yürüttüğü bir faaliyet. Elde edilen bilgilere göre, kaybolan kişinin, Sürmene ilçesindeki evinden çıkarken sel sularına kapıldığı tahmin ediliyor. Bu durum, ailesi ve çevresi için sürekli bir endişe yaratarak, yerel halkın vicdanını derinden etkiliyor. Ekipler, kaybolan kişiyi bulmak için kırsal alanlarda sürekle tarama yapıyor. Çeşitli afet durumlarında deneyimli yerel gönüllü gruplar da arama çalışmalarına katılarak, sürecin hızlanmasına katkı sağlıyor.
Trabzon halkı, doğal afetlerle mücadele konusunda dayanışma halinde. Selden etkilenen vatandaşların ihtiyaçları, çeşitli sosyal yardım kuruluşları ve gönüllüler tarafından karşılanmaya çalışılıyor. Gıda, giysi ve temizlik malzemeleri gibi yardımlar, selin vurduğu bölgelere ulaştırılıyor. Bu tür felaketler, toplumun sosyal dayanışmasının önemini bir kez daha gözler önüne sererken; bölgedeki yetkililer, bu tür olayların yaşanmaması için doğa ile uyumlu yapılaşma yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Uzmanlar, iklim değişikliği ve buna bağlı aşırı hava olaylarının yaşandığını vurguluyor. Trabzon gibi dağlık ve engebeli bir alana sahip bölgelerde, bu tür sel felaketlerinin yaşanma olasılığının artırdığı belirtiliyor. Bu nedenle, risk alanlarının belirlenmesi, önleyici tedbirlerin alınması ve altyapı iyileştirmeleri, yerel yönetimlerin öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır. Ayrıca, vatandaşların afet bilinci konusunda eğitim alması, toplumsal olarak bu tür durumlarda daha hazırlıklı olmaları adına hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, Trabzon'daki sel felaketi, yerel halkın ve yetkililerin dayanışma içinde nasıl hareket ettiğini gösteriyor. Kayıp kişinin bulunması umuduyla, arama kurtarma çalışmaları devam ederken, afet sonrası yapılan değerlendirmeler, gelecekte benzer olayların önlenmesi için ders niteliğinde olmalı. Trabzon'un gözbebeği olan doğasının korunması ve il genelinde çeşitli iklim değişikliği stratejilerinin geliştirilmesi, yerel yönetimler ve halk için bir sorumluluktur.